Tesadüfler zincirinin halkalarıydı her şey. Yaptıklarımız,paylaştıklarımız,alıştıklarımız ve sevgiye dair duyduğumuz özlem öylesine yabancıyken hem de. Sen avuçlarında ki duaları severdin ve mantıksal bir eğreltide düzlemlere oturtulmuş dümdüz bir hayatı. Sıradanlığın her halini alabilmek için çırpınan tek “sıra dışı” sendin oysa. Olmak istediğin değildi olduğun, olup olacağın… Ben ikilemlerle doğmuştum, çelişkiler ile dağılmış serpilmişti kalbim. Eğriydim anlayacağın. Farkında değilim sanma,kanamaya pek niyetli yaralarımız. Çünkü biz vakitsiziz. Vakitsizliğin devasal,kuşkucu,yutucu ve parıldayan ışıkları ile boy verdik hayata…

Biliyorum, yaralarımız kabuklarını yolmamız için ayaklarımıza kapanıp yalvaracaklar ve eminim ki “Tanrım lütfen “diyecekler… Seninle mehtaplı bir gecenin kucağında sevişemedik hiç. Yıldızlar örtemedi üstümüzü hep üşüdük. Kutsal bir kitabı hiç okumadık birlikte. Oysa ki günah bile çıkarabilirdim seninle… Farkında lığın belirsizliğinde bir dua paylaştık sanki. Seninle bir şeylere imza atmadık değil. Saatin ucu bucağı yok. Uyandım ve mutluyum. Çünkü artık seni düşünebilirim. Uykumda ki mahmurluk ile yürüyebilirim loş koridorlarında kalbinin. Biliyorsun, bir başıma sağır ve kör sokaklarda kaldığımı. Evimi bulamadığını kalbimin. Senin de biliyorum, ayyuk da gezinen bir melek olduğun halde huzura erişemediğini… gözlerimiz okşayamaz artık tenimizi, ötesi yok bu gerçek. Ayrı olduğumuz ise neresinden bakarsan bak yalan. Seninle ancak yapılmamış bir düet, yazılmamış bir dörtlük,açılmamış bakir bir kadının ilk çocuklarıyız biz. Olamayız da, bitemeyiz de…

By Saltuk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir